25 Kasım 2013 Pazartesi

Türk Telekom’dan Android’li ev telefonu

Ev telefonları Türk Telekom’un yeni Android işletim sistemli telefonuyla akıllanıyor

        Türk Telekom’un E4 adını verdiği Android işletim sistemine sahip yeni kablosuz ev telefonu, dokunmatik geniş ekran, kablosuz internet ve kolay arama özellikleriyle ev kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Yeni akıllı ev telefonu E4’le internete girmek, televizyon seyretmek, oyun oynamak, müzik dinlemek ve sosyal ağlara bağlanmak mümkün. 4 inçlik ekranı, Jelly Bean işletim sistemi ile E4 kullanıcıları evde ya da ofiste sahip oldukları internet bağlantısı üzerinden internete girerek e-posta mesajlarını okuyabilecek, Office belgelerini açarak üzerinde çalışabilecek; Facebook ve Twitter gibi sosyal medya uygulamalarını kullanabilecek. E4 üzerinde yüklü olarak gelen Wirofon uygulaması ile kullanıcılar bulundukları yerdeki internet bağlantısını kullanarak kendi ev numaralarının tarifesi ile görüşme yapabilecek.


       E4 üzerinde yüklü olarak gelen uygulamalar arasında Wirofon, TTNET Müzik, Tivibu, Bulut Rehber, Bulut Depo, Akttar, Yardım Rehberim yer alıyor. E4 Aralık ayından itibaren tüm Türk Telekom bayi ve ofislerinde satılmaya başlanacak.

       Akıllı ev telefonunun kamuoyuna tanıtım toplantısında bir konuşma yapan Türk Telekom CEO’su Tahsin Yılmaz, “Dijital Yaşam Dönüşümü” vizyonuyla müşterileri için çözümler üretmeye devam ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “3D vizyonumuz doğrultusunda, dijital çağın avantajlarını müşterilerimize en iyi şekilde sunmak için ürünlerimizi sürekli geliştiriyor ve çeşitlendiriyoruz. Bir yakınsama ürünü olarak akıllı ev telefonumuzu; Türk Telekom Grubu’nun tüm iletişim hizmetlerinin harmanlandığı bir platform, entegre bir iletişim cihazı olarak değerlendiriyoruz. Yeni ürünümüzle, Türkiye’de genişbant yayılımını desteklemeyi ve mobil tarafla yapacağımız sinerji kampanyalarıyla müşterilerimize daha fazla değer katmayı hedefliyoruz.”

        Yılmaz konuşmasında, araştırmaların Türk halkı için ev telefonunun vazgeçilmez bir cihaz olduğunu gösterdiğini de vurgulayarak, “Türkiye’de her yıl yaklaşık 1 milyon adet kablosuz ev telefonu satılıyor” dedi.

E4 Türk mühendisler tarafından geliştirildi

        Akıllı ev telefonunun yoğun bir çalışma sonucunda ortaya çıktığını belirten Tahsin Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Tüm mühendislik ve tasarım çalışmalarını Türkiye’de yaptığımız ve orta vadede Türkiye’de üretmeyi hedeflediğimiz akıllı ev telefonumuzla, Android işletim sistemi ile DECT teknolojisini birleştirdik. Böylece kablosuz ev telefonlarını müşterilerimizin farklı ihtiyaçlarını karşılayacak hale getirdik. Teknolojide öncü bir grup olarak Ar-Ge yatırımlarını ve müşterimize fayda sağlamayı birinci öncelik sayıyoruz. Önümüzdeki dönemde, pazara daha farklı segmentlerde farklı tüketici ihtiyaçlarını karşılayan cihazları sunmayı hazırlanıyoruz.”

E4’ün teknik özellikleri

  • Android 4.2.2 Jelly Bean işletim sistemi
  • 4” TFT LCD ekran (800 X 480 piksel)
  • 126mm x 65mm x 11mm
  • Capacitive Multi Touch (5 Parmak)
  • 1.3 Ghz ARM İşlemci
  • Harici baz istasyonu
  • Wi-Fi bağlantı ile internet (802.11 b/g/n)
  • 3.5mm kulaklık çıkışı
  • Micro USB 2.0
  • Micro SD kart girişi (32GB’a kadar arttırılabilir hafıza)
  • Ön yüzde VGA Kamera
  • Bluetooth (4.0) ve AkTTar ile cep telefonundan rehber senkronizasyonu
  • FM Radyo, E Mail, Ses kaydı
  • Video oynatıcı
  • Saat, alarm, takvim

Kaynak :http://www.btnet.com.tr/87822-turk-telekomdan-androidli-ev-telefonu.html

23 Kasım 2013 Cumartesi

Nokia çalışanları yeni iş sözleşmelerine karşı ayaklandı

          Nokia’nın mobil operasyonlarının Microsoft’a satılmasının ardından Microsoft’a geçiş teklifi yapılan çalışanlar kendilerine sunulan yeni iş sözleşmelerinin eskiye nazaran daha kötü koşullarda olması nedeniyle şirketin Çin’deki Doungguan fabrikası önünde protesto gösterileri düzenledi.

           Nokia’nın mobil operasyonlarının Microsoft’a satılmasının ardından dünya genelinde binlerce Nokia çalışanın akıbeti belirsiz bir hale gelmişti. Nokia CEO’su Stephen Elop’un ve Nokia’nın üst düzey yönetimi şirketin 32 bin çalışanının Microsoft bünyesine dahil edileceğine yönelik yaptığı açıklamanın ardından Nokia’nın Çin’deki fabrikasında Microsoft’a geçiş teklifi yapılan çalışanlarsa kendilerine sunulan yeni iş sözleşmelerinin eskiye nazaran daha kötü koşullarda olması nedeniyle ayaklanmış durumdalar. Yapılan gösterilere polis müdahale ederken dört çalışanın ise gözaltına alındığı belirtiliyor.

             Yasal haklarımızı korumak hakkımız

            Ellerinde “yasal haklarımızı korumak hakkımız” ve “adil tazminat hakkımız” gibi sloganların bulunduğu pankartlarla fabrika önünde protestolara yönelik Finlandiya merkezli firma tarafından Reuters’a e-posta ile yapılan açıklamada ise şu ifadeler bulunuyor:
“Dongguan’daki fabrikamız çalışmaya devam ediyor. Mevcut durumu düzeltmek için çalışanlarımızla görüşme halindeyiz.”
          Bu açıklamanın ardından Reuters’ın protestolara katılan altı çalışan ile yaptığı röportajda ise iki yıldır bu fabrikada çatısı altında olduğunu belirten bir çalışan, yönetimden kendilerine herhangi bir dönüş olmadığını belirtirken şunları ifade ediyor:
“Yönetim henüz bizimle iletişim kurma içtenliği göstermiş durumda değil. Bu protestolar önüne geçilemeyecek bir duruma gelene kadar da herhangi bir aksiyon almak istemeyeceklerdir.”
          Eylül ayında yapılan anlaşmaya göre, Microsoft, Nokia’ya 2.2 milyar doları lisans ve patent haklarına, yaklaşık 5 milyar doları ise cihazlar ve servisler birimine ait olmak üzere toplamda 7.2 milyar dolar ödeyecek. Bu birleşmeyle birlikte 2010 yılında Microsoft’tan Nokia’ya geçen şirket CEO’su Stephen Elop beraberinde üst düzey yöneticiler Jo Harlow, Juha Putkiranta, Timo Toikkanen ve Chris Weber ile yaklaşık 32 bin Nokia çalışanının Microsoft

Bitcoin ile Öğrenci Alacak

               Lefkoşa Üniversitesi, Bitcoin’i öğrencilerin üniversite harçları ödemesi için kabul eden ilk üniversite oldu.
Özel
              Herhangi bir devlet, banka veya özel kuruluşa ait olmayan ve değerini internet kullanıcıları belirlediği Bitcoin, dünya üzerinde ilk defa bir üniversite tarafından tanınmış ve ödemelerde yasal olarak kullanılabiliyor oldu. Özel Lefkoşa Üniversitesi böylece Bitcoin’i kabul eden ilk resmi kurum oldu. Şu zamanlarda dalgalı bir seyir izleyen Bitcoin’in üniversite tarafından kabul edilmesi aynı zamanda finansal olarak da okul için bir risk taşıdığı şeklinde yorumlanıyor. 1980 Yılında Kurulan Lefkoşa Üniversitesi’nin 5 bin öğrencisi bulunuyor.

              Tüm enstitü ve bölümleri Bitcoin ile ödeme alabilecek

             Bitcoin’i kabul eden ilk resmi kurumun Özel Lefkoşa Üniversitesi olması aslında şaşırtıcı değil. 2013 yılının Haziran ayında Net Holding’in sahibi Besim Tibuk’un oğlu Kerem Tibuk tarafından KKTC’de kurulan şirket ile Türkiye’ye girmiş ve Türkiye’de sanal para birimi Bitcoin’i satmaya başlamıştı. Dünyada ilk defa bir üniversite, öğrencilerinin harçlarını Bitcoin ile ödeme imkanı sunduğunu resmi sitesinden duyururken, öğrencilerinin Bitcoin ile yaptığı ödemeleri avroya dönüştürerek Bitcoin’in şu an için çok yüksek olan kur dalgalanmasından korunmayı amaçladığını belirtiyor. Özel Lefkoşa Üniversitesi Konsey Üyesi Dr. Christos Vlachos, üniversitenin Bitcoin’i dünyada tanıyan ilk resmi kurum olmasına yönelik yaptığı açıklamada şunları kaydediyor:
“Finansal sistemler, uluslararası para transferleri, e-ticaret ve küresel ekonomik gelişmeye ciddi oranda hız kazandıracağını düşündüğümüz sanal paranın kaçınılmaz bir teknolojik gelişme olduğunun farkındayız. Bitcoin ile ödeme yöntemini tüm ülkelerde bulunan enstitü ve bölümlerimiz için geçerli hale getirerek dijital kurum hizmet etkinliğinden faydalanmayı amaçlıyoruz.”
          Haberin detayları için http://www.unic.ac.cy/news-and-events/73/unic-to-be-the-first-university-in-the-world-to-accept-bitcoin/112831#.Uo4H0sSmZNN adresini kullanabilirsiniz.


Kaynak :http://www.btnet.com.tr/87794-ozel-lefkose-universitesi-bitcoini-taniyan-ilk-resmi-kurum-oldu.html

21 Kasım 2013 Perşembe

Galaxy Gear çok sevildi

Entegre mobil deneyimi sunan Galaxy Gear, başarılı satış rakamlarına ulaştı. Galaxy Gear’ın dünya çapında 2 ayda 800 bin adet satılması, giyilebilir teknoloji ürünlerinin kabul gördüğünün ve kısa sürede yaygınlaşacağının bir kanıtı.
Galaxy Gear dahili hoparlörüyle telefonu tutmadan gelen aramalara yanıt verebilir, mesaj yazmak, alarm kurmak ya da yeni takvim girişleri oluAkıllı görüntüleme özelliği, yaklaştırıldığı anda e-postanın Galaxy Note 3’te görüntülenmesini sağlıyor. Giyilebilir teknolojilerin günlük yaşamı kolaylaştırma özelliklerinden biri olan hızlı kayıt becerisini daha da geliştiren sesli hatıra özelliğiyle, sesli kayıt yapma ve bu kayıtları telefona gönderme fırsatı sağlıyor.
şturmak mümkün. Kullanıcılarının her an bağlantıda kalmasını sağlayan Galaxy Gear kullanıcıyı çağrılar, metin mesajları, e-postaların ön izlemesini görüntüleyerek mesajları okuma ya da göz ardı etme olanağı sunuyor. Gelen bir e-postayı görüntülemek için ise Galaxy Note’u Galaxy Gear’a yaklaştırmak yeterli.

Türkiye’de 799 TL son kullanıcı satış fiyatı ile tüketiciye sunulan Galaxy Gear, 4.3 güncellemesi ile Galaxy S4 cihazlarla uyumlu olarak çalışıyor. İlerleyen dönemlerde de yayınlanacak yazılım güncellemeleri sayesinde Galaxy Note II ve Galaxy S3 ile entegre olması planlanıyor.

“Kara bayrak” oyunseverleri bekliyor

Assassin’s Creed 4: Black Flag” dünya ile aynı anda Playstore’a geldi.


Merakla beklenen “Assassin’s Creed 4: Black Flag” oyunu, dünya ile aynı anda ve uygun ödeme koşullarıyla Playstore’da oyunseverleri bekliyor.Oyun dünyasının en popüler serilerinden biri olan “Assassin’s Creed” serisinin 4. versiyonu Black Flag” adlı son oyunu dünya ile aynı anda Playstore’da satışa sunuldu.

Ubisoft tarafından yayınlanan Sandbox tarzında ödüllü bir video oyunu serisi olan Assassin’s Creed’in tarihe dayalı bir yapısı var. Dünya çapında ödülleri ve çok sayıda fanatiği olan oyunun şu anda seri beş oyun, bir Facebook oyunu, üç bölümde yayınlanmış bir kısa film, üç roman ve çizgi romanı var.

Oyunu ayda  5 TL’den başlayan taksit seçenekleri ile güvenli ödeme imkanıyla satın alınabilecek mümkün. TTNET’in dijital oyun platformu Playstore’da  bine yakın oyun seçeneği bulunuyor.


Kaynak :http://www.btnet.com.tr/87765-kara-bayrak-oyunseverleri-bekliyor.html

20 Kasım 2013 Çarşamba

Intel sanal gerçeklikte geleceğe dokunuyor

Intelin 2013 Teknoloji Konferansları’nın sonuncusu 20 Kasım’da Çırağan Kempinski’de “geleceğe dokun” temasıyla gerçekleştirildi.
Intel’in Teknoloji Konferansı programında, açılış konuşmasını Intel Genel Müdürü Burak Aydın’ın yaptı. Konferans programını teknoloji konuşmaları, Intel’in teknolojileri ve yenilikçi sunumları ile “geleceğe dokun” oturumu takip etti.
Açılış konuşmasını yapan İntel Genel Müdürü Burak Aydın 5 yıl önce bilgisayarlar üzerine yoğunlaşan teknolojik cihaz çeşitlerinin ve sayısının arttığını ve buna bağlı uygulamaların patlama düzeyinde arttığını, CRM aracı olarak değerlendirilen yaygın sosyal medyanın yeni teknolojik fırsatlar doğuracağını ifade etti.
Intel giyilebilir teknolojilerin ayaksesleri duyuluyor
Intel giyilebilir teknoloji yatırımlarını sürdürüyor. Giyilebilir akıllı gözlük ve bileklik üzerine çalışan Intel özellikle sporla ilgilenen kişilere yönelik geliştirme çalışmalarını sürdürüyor. Giyilebilir teknolojiler Intel’in önde gelen ilgi alanlarından olarak yatırım almaya devam ediyor.
Arabalar da birbirlerini tanıyor
Hyundai, Nissan gibi arabalarda Intel araç içi işletimcileri kullanılacak. Çok daha fazla uygulamayla teknolojiler yeniden tanımlanacak. Birbirinin izini tanıyan araçlar sayesinde kullanıcıların özellikleri daha iyi tanıyacak. Bu yenilikler yeni iş fırsatları doğuracak.
BT kırılma anını yaşamaya yeni başladı
Intel Genel Müdürü Burak Aydın, geleceğe yön verecek teknolojilerin sesle kontrol, hareket algılama ve yüz-mimik algılama olduğunu söyledi. Sanal gerçeklik alanındaki çalışmalarının hızla devam ettiğini ve artık kullanıcıların gündelik yaşamlarında fark yaratacak düzeye geldiğini açıkladı. Canlandırmasını tanıttıkları 3 boyutlu derinlikli kameralar aracılığıyla açısal hareket sağlayan sanal gerçeklik uygulamasının etkileşimli olmasını da vurguladı. Aydın, sanal gerçeklik uygulamalarının öncelikli olarak mühendislik, sağlık ve eğitim alanlarında kullanılacağını ifade etti.

Tablet pazarında daha fazla yer almak isteyen Intel, mobil telefon konusunda da çalışmaya devam edeceklerini açıkladı. Intel sesli komut sistemlerini de geliştiriyor. Sistem komutlarının yanı sıra içerik komutlarında da kullanılabilecek.

Aydın, M2M ve nesnelerin internetinin gelişmesiyle yakın gelecekte tüm elektrikli cihazların birbirleriyle etkileşimli olacağını ve bu sistemin gündelik yaşamımızda yer bulacağını ifade etti.

2014’te Intel’den gelecek yeniliklerse, daha uzun pil ömrü ve performans sağlayacak 4. Nesil işlemcilerin kullanılması olacak. 14 nanometre Broadwell işlemciler 2014 yılında görülecek. Intel artık giyilebilir teknoloji ürünleri de dahil olmak üzere tüm akıllı cihazlarında Quark işlemcilerini konumlandıracak.
Kaynak :http://www.btnet.com.tr/87756-intel-sanal-gerceklikte-gelecege-dokunuyor.html

Nokia SATILDI

Cep telefonu devi resmen satıldı


Cep telefonu devi Nokia, resmen Microsoft'un oldu. Şirket 7.2 milyar dolar karşılığında Microsoft çatısı altına girdi.
Nokia'nın hissedarları dün akşam saatlerinde kararını verdi. Oy hakkına sahip hissedarların yüzde 99.7'si oyunu Microsoft'tan yana kullandı. Bununla birlikte satış işlemleri 2014'ün ilk çeyreğinde tamamlanmış olacak. 
Anlaşma kapsamında Microsoft, Nokia'ya 2.2 milyar doları lisans ve patent haklarına, yaklaşık 5 milyar doları ise cihazlar ve servisler birimine ait olmak üzere toplamda 7.2 milyar dolar ödeyecek.
Bu birleşmeyle birlikte 2010 yılında Microsoft'tan Nokia'ya geçen şirket CEO'su Stephen Elop beraberinde üst düzey yöneticiler Jo Harlow, Juha Putkiranta, Timo Toikkanen ve Chris Weber  ile yaklaşık 32 bin Nokia çalışanının Microsoft'a transfer olacağı da paylaşılan bilgiler arasında yer alıyor.
2 yıldır süregelen satın alma sürecinde Nokia Microsoft ile anlaşmaya varmış ve Windows Phone işletim sistemini telefonlarında kullanmaya başlamıştı. Bu Nokia için önemli bir dönüm noktasıydı; zira artık kendi işletim sistemi Symbian ikinci plandaydı.

Türkiye’deki değerini katladı

Kullanıcıdan kullanıcıya aktarılan ve her geçen gün daha fazla ilgi çekmeye devam eden internetin bağımsız para birimi Bitcoin, Türkiye’deki değerini de katladı. Temmuzda 150 liradan işlem gören Bitcoin’in piyasa değeri bin 500 liraya çıktı.

Şimdiye kadarki en yüksek değere ulaşan Bitcoin’in bu yükselişinde FBI’ın para birimi olarak Bitcoin’i kullanan ve yasadışı ürünler satan Silk Road’a geçtiğimiz haftalarda düzenlediği bir operasyon sonrası kapatması da sanal para biriminin gündeme gelmesindeki en büyük etkenlerden biri. Çinli şirketlerin Bitcoin’i yoğun olarak kullanması yatarken analistler Bitcoin’in bu hafta içinde piyasada bin doların üstünde işlem göreceğini tahmin ediyor. Silk Road baskını ardından 400 dolar olarak işlem gören Bitcoin, ardından sert bir düşüş daha yaşadı. Ekim ayında Silkroad sitesinin kurucusu Ross William Ulbricht’in FBI tarafından tutuklanması ve sitenin kapatılması Bitcoin’in değerinin 130 dolardan 85 dolara düşmesine neden olmuştu.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de rekor bir değere imza atan Bitcoin, Türkiye’de Btcturk.com ve Travelers Box ile işlem yapılabilen ‘BTC’ sembollü sanal para birimi, Bitcoin ile ödeme kabul eden illegal şirketlerin kapatılması ve Çinli internet devlerinin Bitcoin kullanmasıyla yükselmeye devam ediyor.  Aralarında Net Holding’in sahibi Besim Tibuk’un oğlunun da bulunduğu ve KKTC’de kurulan bir şirket üzerinden çalışan BTCTurk.com, Türk Lirası ile Bitcoin işlemlerinin yapılmasını sağlıyor. Diğer yandan ise Forbes’in haberine göre, dünyanın en büyük Bitcoin dönüşüm merkezi BTC China Başkanı Bobby Lee, sektörün toplantılara ihtiyatla yaklaştığını ama ABD’nin bu konuda düzenleme yapmasını istediklerini ve bu düzenleme konusunda da doğru yaklaşımı anlatmak istediklerini belirtiyor. Bitcoin konusunda farkındalığın arttığı ve dolayısıyla hem alışveriş, hem de tasarruf anlamında yeni bir olasılık haline geldiği raporlanıyor.
Dünyadaki ikinci Bitcoin ATM’si Türkiye’de açıldı


Bitcoin kabul eden küçük işletmeler ortaya çıkmasının ardından Kanada’da Bitcoin’in ilk ATM’si kuruldu. Bunu takiben Çin’in en büyük arama motoru Baidu, Bitcoin’i bazı hizmetlerinde karşılık olarak kabul etti. Geçtiğimiz günlerde ise İstanbul Atatürk Havaalanı’na yerleştirilen ‘Travelers Box’ adındaki e-cüzdan ile çalışan dijital döviz gişesi kiosku ile Türk Lirası karşılığında Bitcoin alışverişi yapılmaya başlandı. Kiosku henüz çok kullanan olmasa da Türkiye’ye gelen yabancı turistler kullanmaya başlıyor.





Kaynak :http://www.btnet.com.tr/87696-bitcoin-turkiyedeki-degerini-katladi.html

30 Temmuz 2013 Salı

Dolandırıcıların yeni yöntemi!

İnternet kullanıcıları dikkat!

Dolandırıcılar, internet üzerinden geliştirdikleri yeni yöntemle vatandaştan yaklaşık 100 avro euro talep ediyor.

İŞTE O YÖNTEM
Bilgisayarınıza bir virüs bulaştırarak yapılan dolandırıcılık yöntemi şöyle işliyor: İnternet sitelerinden bilgisayarınıza virüs bulaştırılıyor. Bilgisayarınızı kapatıp açtıktan sonra ekrana Jandarma Genel Komutanlığı'nın logosu olan ve üzerinde polis amblemi ve polis fotoğrafı bulunan bir  sayfa geliyor. Bu sayfada bilgisayarınızın bloke edildiği, ve sizin hakkınızda çocuk cinsel istismarı suçlamasında bulunuluyor. Suçlamanın ortadan kalkması için nakit kuponla hesaba 100 euro yatırmanızı aksi halde savcılığa çocuk cinsel istismarı sebebiyle suç duyurusunda bulunulacağı belirtiliyor. Dolandırıcıların, internet sayfasının inandırıcılığını artırmak için "İnterpol" yazısı ve logosunu da kullandıkları dikkat çekiyor. Adını ve logosunu kullanarak dolandırıcılık yapılan Jandarma Genel Komutanlığı konuyla ilgili bir açıklama yaptı.

Açıklamada, "Son günlerde farklı yollar ile Jandarma Genel Komutanlığına ulaşan şikâyet ve ihbarlarda; internet kullanıcılarının bazı internet sitelerini ziyaret ettikten sonra bilgisayarlarının kilitlendiği, ekranda “Jandarma logosu ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın adı kullanılarak kullanıcılardan para talep edildiği bildirilmiştir. Jandarma Genel Komutanlığının böyle bir uygulaması bulunmamaktadır.  Yapılan incelemede bilgisayarlarına yerleşen bir virüs tarafından ekranın kilitlenerek kullanıcıları dolandırmayı hedefleyen şahıs/şahıslar ya da suç örgütleri tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. Herhangi bir mağduriyetin yaşanmaması için; bilgisayarlarına virüs bulaşmış vatandaşlarımızın kesinlikle para yatırmamaları, kimlik bilgilerini kimseyle paylaşmamaları gerekmektedir" denildi.

Kaynak : http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/863902-dolandiricilarin-yeni-yontemi

Asus akıllı telefon üretmeye başlayacak!

2014'te görücüye çıkacak...
Bilgisayar üreticisi Asus akıllı telefon piyasasına girmeye hazırlandığını açıkladı.

Geçtiğimiz hafta Google-Asus işbirliği ile karşımıza çıkan yeni nesil Nexus 7‘nin tanıtım etkinliğinde Asus Yönetim Kurulu üyesi Jonney Shih, AllthingsD‘ye akıllı telefon üretimi için çalışmalara başladıklarını belirtti. Cnntürk'ün haberine göre, bu alanda henüz çok yeni olduklarını söyleyen Shih acele etmek istemediklerini ve bu yüzden yavaş adımlarla ilerlediklerini dile getirdi.

GSM firmaları ve mağazalarla kurulacak ilişkilerin başarılı olmalarında büyük etkisi olacağını dile getiren Shih, bu alanda çalışmalara başladıklarını söyledi. Kendi pazarında ilerleme kaydeden Asus özellikle ABD’deki GSM firmaları ile güçlü anlaşmalar yapma peşinde. Böylelikle yabancısı olduğu pazara iyi bir destekle girmek isteyen Tayvanlı firma anlaşılan küçük ama sağlam adımlarla ilerlemeyi amaçlıyor.

Asus’un akıllı telefonları 2014'de görücüye çıkacağı iddaa ediliyor. Padfone ve Fonepad ile piyasanın değişik bir alanına daha önce adım atmış olan Asus daha doğrudan bir yol izleyerek kendi cihazını üretme peşinde olduğu belirtiliyor.  Asus’un da kendi ürettiği cihazla akıllı telefon pazarına giriyor olması Android tabanlı cihazlara gelecek yeni bir destek olduğu söyleniyor. PC satışlarında umduğunu bulamayan Asus’un yeni adım attığı ve çok sıkı rakiplerinin olduğu akıllı telefon piyasasında başarılı olup olmayacağını merak konusu.

Kaynak : http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/864954-asus-akilli-telefon-uretmeye-baslayacak

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Samsung Galaxy S4 Mini mi HTC One Mini mi

Dünyanın önde gelen iki telefon devi mini modellerde kapışmaya başladı.

Büyük telefon sevmeyenler için en iyi telefonlarının mini modellerini çıkaran HTC ve Samsung pazarın bu alanında da birbirlerine geçit vermiyor.

Akıllı telefon pazarındaki savaşın yeni cephesi ''mini'' modeller oldu. Büyük telefon sevmeyenler ya da kullanamayanlar için bu alana yoğunluk veren üreticiler rekabet çıtasını da yükseltti.

ORTALAMA FİYAT 1200 LİRA
Samsung Galaxy S III Mini ile açtığı yoldan Galaxy S4 Miniyle de yürümeye devam ederken,HTC de amiral gemisi One mini ile bu yolda Samsung'a rakip oldu.

Kaynak : http://www.ensonhaber.com/samsung-galaxy-s4-mini-mi-htc-one-mini-mi-2013-07-27.html

Yerli teknolojiden yerli malı çağrısı!

TOBB’un “yerli üretimin teşvik edilmesi” yönündeki açıklamasının ardından, bazı üretici firmalar da bir adım öteye geçen taleplerini sıralıyor. Türkiye’de üretim yapan firmalar, üretim teşviğinin yanı sıra bu ürünlerin satışı konusunda da devletten destek beklediklerini dile getirdi.
İşitme cihazı ürticisi Ear Teknik’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Ağaç, ülkemizde üretim yapan birçok yerli firmanın dünya standartlarında hatta daha kaliteli üretim yaptığını ancak piyasada “İthal ürüne olan rağbet  yerli ürünün gelişmesinin önünde engel teşkil ettiğini belirterek, “Bazı kesimlerin hala ithal ürün kompleksi bulunmaktadır. Dünyanın en küçük ve en fonksiyonlu işitme cihazını ürettik, sektör devleri ürünümüzü taklit etti, ama kendi halkımıza anlatmakta güçlük çekiyoruz, devletin desteği şart. 10 yıl içinde dünyanın ilk 10 ülkesi içine girmek için üretmek yetmez satmak da lazım” dedi.





NE YAPILMALI?

1- Devlet kurumlarında  bilimsel kontrol merkezleri oluşturulmalı

2- Markalar sürekli devlet kontrolü altında tutulmalı

3- Bu konuda halkı bilinçlendirici kamu spotları da hazırlanabilir.

Kaynak : http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/863953-yerli-teknolojiden-yerli-mali-cagrisi

Bir dev hisselerini satıyor!

Oyun dünyasının devi Activision, Blizzard'ın Ceo'su Vivendi hisselerini 8,2 milyar dolara satıyor.

The Lira'nın haberine göre, oyun  dünyasının iki büyük şirketi Activision ve Blizzard bir süre önce birleşmiş ve Activision Blizzard olmuştu.  Bu birleşme sonrasında, dünyanın en büyük video oyununu firmasının oyun bölümünü Vivendi yönetmeye başlamıştı. Vivandi şimdi ise, Activision Blizzard hisselerini 8,2 milyar dolara satıyor.

Word of Warcraft ve Call of Duty,Black Ops II oyunlarının sahibi grup Vivendi'nin %61'lik 429 milyon adet hisselerini satın almak için 1,2 milyar doları nakit olmak üzere 5,8 milyar ödedi.

Vivendi'nin hisseleri, hisse senedi başına 13,60 dolardan toplamda 5,83 milyar dolara satıldı. Hisse başına 13,60 dolar, 15,18 dolar kapanış fiyatı olan hisselerin %10 iskontolu satıldığını gösteriyor. Mr Kotick ve Activision yardımcı başkanı Brian Kelly önderliğinde bir yatırımcı grubu, daha sonra 172 milyon adet hisse aynı fiyattan toplamda 2,34 milyar dolara satın alacak.

Kaynak : http://ekonomi.haberturk.com/is-yasam/haber/864272-bir-dev-hisselerini-satiyor 

Garip bir uygulama!

Telefon defterinizdeki insanların kim olduğunu unutanlardansanız, bu ilginç uygulama tam size göre!

NumberSnap uygulaması, telefon kayıt defterinde insanların kim olduğunu unutanlar için pratik bir çözüm sunuyor.

Yeni bir kişinin ismini kaydedecekken, telefon numarasını yazması için telefonu yeni arkadaşınızın eline verdiğinizde, telefonunuzun ön kamerası sessizce çalışıyor ve telefonu tutan kişinin bir fotoğrafını çekip kayıt yapılan telefon kontağına ekliyor.

Böylece, telefon numarasını aldığınız kişiyi poz vermek zorunda bırakmadan veya telefonun kamerasını açıp fotğraf çekip bu fotoğrafı galeriden seçmek gibi uzun işlerle uğraşmadan, çok hızlı şekilde kontak bilgilerini aldığını kişinin görüntüsünü adres defterine kaydedip, ileride bu kişinin kim olduğunu hatırlamak konusunda yaşayacağınız zorlukları da elimine ediyorsunuz.

Uygulamayı Android uygulama marketi Google Play'den indiriebilirsiniz. Linki için tıklayın.

Fiyatı ise 1 dolar.

Kaynak : http://www.haberler.com/garip-bir-uygulama-4880438-haberi/

İran'da Nükleer Teknoloji Üniversitesi Kuruluyor

Mahmud Ahmedimejad, başkent Tahran'da nükleer teknoloji üniversitesi kurmayı planlıyor.
- Görev süresi önümüzdeki hafta dolacak olan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedimejad, başkent Tahran'da üniversite kurmaya hazırlanıyor.

'tasnimnews' sitesinin haberine göre Yüksek Kültür Devrimi Konseyi'nin de onayladığı 'İranlılar Üniversitesi', enformasyon teknolojisi, nanoteknoloji, uzay bilimleri ve nükleer fizik üzerine yoğunlaşacak.

Ahmedinejad, 4 Ağustos'ta koltuğunu Hasan Ruhani'ye devredecek.

Kaynak: Cihan
Teknokulis : http: //www.teknokulis.com
http://www.haberler.com/iran-da-nukleer-teknoloji-universitesi-kuruluyor-4879616-haberi/

Mediatek, İlk Gerçek 8 Çekirdekli İşlemciyi Duyurdu

Dünyanın ilk gerçek sekiz çekirdekli işlemcisi, yakında sektörün belki de en büyük ismi olacak olan MediaTek tarafından resmi açıklama ile duyuruldu

Burçin Aygün - - Cumartesi günü sabahı itibariyle MediaTek, ilk gerçek 8 çekirdekli işlemcisini resmen duyurdu. Daha önce karşılaştığımız Samsung Exynos 5 adlı octa-core işlemci sadece tek dörtlü çekirdek gurubunu bir kerede aktif hale getirebilirken, MediaTek'in ürünü aynı anda tam 8 çekirdeği birden kullanabiliyor. Bu da çok daha başarılı oyun performansı, gelişmiş bir video oynatımı, web gezintisi ve gelişkin batarya ömrü anlamına geliyor. Üstelik aynı anda çalışan 8 çekirdek aşırı ısınma gibi bir sorunla da karşılaşmıyor.

Geçtiğimiz ay AnTuTu incelemesinden 30.000 puan alan işlemci test esnasında 1.7GHz'den 2GHz'e çalışırken, 30fps'de 1080p kalitesinde bir videoyu rahatlıkla işleyebilmiş. Şimdi akıllara gelen soru Samsung gibi güçlü bir rakibin karşısında, MediaTek'in ilerleyen dönemde neler yapıp, yapamayacağı. Koreli şirket, iş bu sektöre geldiğinde oldukça güçlüyken, MediaTek ise çok sayıdaki akıllı telefon üreticisi için düşük bedellere çip üreterek pazarın yüzde 50'sini eline geçiriyor.

Bu hızla ilerlediği takdirde bir başka rakip olan Qualcomm'u da yerinden edecek gibi gözüken isim, bu yeni işlemci ile birlikte çok daha büyük bir sıçrama yapabilir.

Burçin Aygün - Teknokulis : http: //www.teknokulis.com

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Cisco Sourcefire için 2,7 milyar dolar ödeyecek

Sourcefire’ın satın alınmasıyla Cisco’nun bulut çözümlerine özel güvenlik sistemini geliştirmesi bekleniyor.

Cisco, akıllı siber güvenlik çözümleri alanının liderlerinden Sourcefire’ın satın alınması için anlaşmaya varıldığını açıkladı. Cisco ve Sourcefire, her türlü cihaz ve bulut uygulaması için saldırılardan önce, saldırı sırasında ve sonrasında sürekli ve kapsamlı gelişmiş tehdit koruması sağlamak için dünya çapındaki ürün, teknoloji ve araştırma ekiplerini birleştirecek. Anlaşma koşulları dahilinde, Cisco her bir Sourcefire hissesi için 76 dolar nakit ödeme yapacak ve tedavüldeki hisse senetlerini toplamda yaklaşık 2,7 milyar Dolarlık bir fiyatla satın alacak.

Satın almaların her zaman inovasyonu tetiklediğini dile getiren Cisco Başkan Yardımcısı Hilton Romanski,

“Cisco’nun gelecekteki güvenlik vizyonuna uygun bir satın alma gerçekleştirdik. Ağ güvenliğini sağlayarak pazardaki en kapsamlı güvenlik çözümünü sunma fırsatı yakaladık” açıklamasında bulundu.
Sourcefire Kurucusu ve CEO’su olan Martin Roesch ise satın almayla ilgili şunları söyledi:
“Bu satın almayla güvenlik çözümlerimizi ağ ortamına taşıma vizyonumuzu gerçekleştirme süresini hızlandırdık. Cisco’nun küresel erişim gücü ve açık kaynak ile ticari piyasalarda Cisco’nun desteğini nedeniyle önümüzdeki fırsatlardan oldukça heyecan duyuyoruz.”

2001 yılında kurulan Sourcefire , 2007 yılında halka açıldı. Dünya çapında 650’den fazla çalışanı bulunan şirket, 2012 yılı sonunda 223 milyon dolar gelir elde ettiğini açıklamıştı. Detaylar için sourcefire.com adresini kullanabilirsiniz.

Kaynak : http://www.btnet.com.tr/84544-cisco-sourcefire-icin-27-milyar-dolar-odeyecek.html

Seçimlere nasıl güvenebiliriz? [Rapor]

Hemen her seçimde gündeme gelen “usulsüzlük ve sahtekârlık” konularında şeffaflık için yapılması gerekenler, SEÇSİS’e tavsiyeler özel bir raporda açıklandı.

BThaber Gazetesi’nin düzenli görüş yazarlarından Cüneyt Göksu, Bilgisayar Yüksek Mühendisi Kaya Güvenç, TMMOB Başkanı Ali Rıza Aydın Yüksek Seçim Kurulu ve SEÇSİS hakkında değerlendirme ve önerilerin yer aldığı bir rapor hazırladı. Raporda 2013 yılından itibaren yapılacak seçimlerdeki mevcut seçim teknolojisinin eksikleri ve yapılması gerekenler açıklandı.

Raporda daha önce ortaya atılan iddialara yer verildi:

"• Bazı iddialara göre YSK’nın geçen seçimlerde kullandığı işletim sistemi programı Avrupa’da terk edilmiştir. Çünkü bu programa dışarıdan müdahale edilmesine olanak sağlayan açıklar ABD seçimlerinde basına yansımıştır. Almanya 2009 yılında bu sistemin güvenli olmadığını anlayarak sistemden vazgeçmiş, Yunanistan ise şaibeli gördüğü bu program için Almanya’nın yolundan gitmiştir.
• Özellikle kırsal bölgelerdeki sandık sonuçları tutanaklarından bazıları ilçe seçim kuruluna getirilirken yolda değiştirilmiştir. Delil sayılacak geçerli oy pusulaları etrafa atılmış yerine önceden basılan sahteleri yerleştirilmiştir.
• Sandık başlarında görevli muhalefet partisi temsilcilerinden bazıları diğer partilerin değil sadece kendi siyasi partilerinin sonuçlarını not etmişlerdir. Kendilerine sandık sonucu tutanaklarının bir resmi kopyası verilmemiştir.
• Oy verenlerin parmaklarının eskiden olduğu gibi silinemeyecek şekilde boyanmaması bazı kritik bölgelerde mükerrer oy verilebilmesine olanak tanımıştır.
• Tutanakların, veri girişiyle ilçe, il ve nihayetinde ülke çapında birleştirilmesi sırasında, ekrana yansıyan sonuçlarla oynanabilmekte, bu sonuçlarla tutanakların oy pusulalarının karşılaştırması yapılmamaktadır.


Sistem ABD şirketlerinin altyapısı üzerinde koşuyor

Sistemin işleyişine bakıldığında YSK ile ilçe seçim kurulları arasındaki bağlantının UYAP üzerinden yürütüldüğü görülüyor. YSK’nın ana bilgisayarı Oracle Sun yazılım ve donanımına sahip. İlçelerde ise Microsoft Windows işletim sistemli standart bilgisayarlar kullanılıyor.

Havelsan tarafından geliştirilen Java (J2EE) tabanlı SEÇSİS yazılımı; Oracle ve RAC Agent veritabanı kullanıyor. Sunucuların, aktif ağ cihazlarının ve güvenlik sisteminin merkezden izlenmesi için CA şirketinin yazılımlarına yer veriliyor. SEÇSİS’in omurga ve portal anahtarı, portal güvenlik duvarı, portal saldırı tespit ve korunma sistemi için Cisco ürünleri tercih ediliyor.

Raporda SEÇSİS’in teknolojik altyapısı ve işleyişine göre sıralanan öneriler şu şekilde:

"1. Seçime giren siyasal partilerin de katılacağı bir eşgüdüm içinde belirlenen, güvenilirliği konusunda kuşku taşımayan denetim kurumlarınca -üniversiteler ya da meslek odalarınca- yapılmalı. YSK’nın denetime onay vermesi gerekiyor.
2. SEÇSİS yazılım kodlarının, arka plandaki veri tabanı modelinin bağımsız denetime açılması, kod içindeki algoritmaların, veriyi değiştiren komutların denetlenmesi gerekiyor. Yazılımın dışarıdan ve bağımsız bir denetime tabi tutulmadığı görülüyor. Ayrıca şifreleme işlemlerinin ve bir bütün olarak sistemin güvenliği ve güvenilirliğine ilişkin sertifikalar alınmamış.
3. SEÇSİS projesinde Java teknolojisi destekli Oracle veritabanı kullanılıyor. Yazılım güvenliği açısından Oracle önemli bir şirket olsa da açıkları sıkça ortaya çıkıyor ve yamaları yayımlanıyor.
4. Seçim dönemlerinde kayıtların saklanması ve bunların deşifre edilerek bağımsız denetçiler tarafından çözümlenmesi gerekiyor.
5. Veritabanına bir tetikleyici (Trigger) kuruldu mu? Bununla ilgili araştırma yapıldı mı? İlçelerden gelen kayıtları yükleyen uygulama, bu sayımların silinmesi ya da dışarı aktarılması işlemlerini gerçekleştirebiliyor mu? Sorularına cevap verilmesi gerekiyor.
6. Veritabanına SEÇSİS uygulaması dışında yapılan erişimlerin çok sıkı denetlenmesi ve mümkünse iptal edilmesi.
7. Seçim döneminde sistemdeki veri akışısını sadece okumaları için tüm partilere açmak gerekiyor. Verilerin anlık bilgilerinin partilerle paylaşımı sağlanmalı.


"8. SEÇSİS’in UYAPağındançıkarılması ve kendisine ait bir kapalı ağ kurulması gerekiyor.
9. İlçe seçim kurullarındaki terminallerde çoğu devletin tercih ettiği açık kaynak kodlu Linux işletim sistemi yerine Microsoft Windows tercih etmesi endişe yaratıyor. TÜBİTAK’ın geliştirdiği ve ulusal yazılım Pardus işletim sistemini kullanmak daha güvenli yöntem olabilir.
10. Ana yazılım ve işletim sistemi yabancı bir yazılımın dışarıdan müdahalesini görmeyebilir. Oracle’ın Solaris işletim sistemindeki güvenlik seviyeleriyle sınırlı bir yapıda olan SEÇSİS, herhangi bir üçüncü parti yazılım tarafından korunmuyor.
11. Oy sandıkları refakatçi olmadan polise verilmemeli, bizzat refakat edilerek ilgili merkezlere götürülmeli ve birkaç imzalı tutanakla teslim edilmeli.
12. Sandık görevlileri sadece kendi parti sonuçlarını değil, bütün partilerin sonuçlarını almalı.
13. Açık sayım sandık başında bitmemelidir. Veritabanına işleme ve oyların birleştirilmesinde de açık sisteme geçilmeli, sadece kamu görevlilerine bırakılmamalı.
14. Son imzalı halleriyle, her sandıkta hazırlanacak ıslak imzalı sandık tutanaklarının fotoğraflanması uygun olacaktır.

Raporda yer alan öneriler arasında, “Yüksek Seçim Kurulu kararıyla BDDK benzeri resmi bir kuruluşun bilgi işlem dahil olmak üzere tüm süreçleri denetlemesi sağlanmalı” maddesi de yer alıyor.

Raporun tamamı için http://www.slideshare.net/CuneytGoksu/sesis-sistemi-hakknda-deerlendirme-ve-neriler adresini kullanabilirsiniz.

Yıldırım: “Sosyal medyaya kısıtlama yok”

24 Temmuz’da, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, bürokratların da katıldığı PTT Ahlatlıbel Tesisleri’ndeki iftar yemeğinde gazetecilerle bir araya geldi.
Binali Yıldırım, Gezi Parkı olaylarının ardından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yetkililerinin ABD’ye giderek, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin Türkiye’de ofis açmalarına yönelik yaptığı görüşmelere ilişkin olarak, “Öncenen planlanan bir ziyaretti, Gezi olayları nedeniyle yapılmış bir ziyaret değil. Sosyal paylaşım siteleriyle, Türkiye’deki faaliyetleri konusunda, BTK’nın ve diğer ilgili kuruluşların karşılaştığı sorunları dile getirdiler, neler yapılabileceğini karşılıklı müzakere ettiler” dedi.

Türkiye 47 ülkeyle siber suçlar konusunda iş birliği yapacak 

Yıldırım, sosyal paylaşım sitelerinin, görüşmelerin ardından, sahte hesaplarla bağlantılı olarak daha hızlı hareket etmeye başladıklarını söyledi. Avrupa Siber Suçlarla Mücedele Sözleşmesi’ne imza attıklarını ve TBMM’ye gönderdiklerini belirten Bakan Yıldırım, sözleşme yürürlüğe girdikten sonra Türkiye’nin 47 ülkeyle siber suçlar konusunda iş birliği yapıyor hale geleceğini dile getirdi.

“Altyapı suç amaçlı kullanılırsa bunun hesabını birileri vermeli”

Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sosyal medyayı kısıtlamaya, yaptırım uygulamaya dair bir durum yok. Sosyal medya sorumsuz medya değil; bu altyapıyı suç amaçlı kullandığınız zaman bunun hesabını birileri vermeli. Özgürlükleri kısıtlamadan çeşitli mekanizmaları devreye sokmaya çalışıyoruz.”

Hizmet sağlayıcıların bazı endişeleri olduğunu söyleyen Yıldırım, bu endişeleri dikkate aldıklarını ve giderici tedbirleri devreye soktuklarını belirtti. Hizmet sağlayıcıların, Türk hukukuna göre suç teşkil edecek işlemlere karışmaları halinde hapis cezası öngörüldüğünü, hizmet sağlayıcıların bunu adil bulmadıklarını anlatan Bakan Yıldırım, “Hapis cezasından ziyade para cezasına dönüştürülebilir, bu yönde bir çalışma var. Amacımız veri merkezlerinin, internet değişim noktalarının Türkiye’de kurulmasını sağlamak, bunu sağladığımız zaman bu tür konular kendiliğinden çözülmüş olacak” dedi. İnternet geliştikçe yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Yıldırım, internet medyasının da yasal bir alt yapının olmadığını, söz konusu düzenlemelerin yeni yasama döneminde Meclis’in gündemine geleceğini bildirdi.

Kamu Entegre Veri Merkezleri için Türksat’a görev verildi 

Kamu Entegre Veri Merkezleri için Türksat’a görev verildiğini kaydeden Binali Yıldırım, sözü Türksat Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay’a verdi. Dalbay, “ Her kamu kuruluşu kendi bilişim sistemlerini kuruyor. Önce yedek merkezler birleştirilecek. Dünyada ABD ve Kore’de bu uygulanıyor. Konya’da bir proje çalışması yürütülüyor” açıklamasını yaptı.

Kaynak : http://www.btnet.com.tr/84607-yildirim-sosyal-medyaya-kisitlama-yok.html

Finlandiya dosya paylaşımını yasal kılan ilk ülke oluyor

Finlandiya Parlamentosu, internet üzerindeki dosya paylaşımını tamamen yasal kılmaya yönelik parlamento oylaması yapacak.
Finlandiya, anayasal haklar kapsamında halkına yönetilmek istedikleri kanunları hükümete yasa tasarısı olarak sunma hakkı tanıyor. Bu hak kapsamında halk tarafından parlamentoya sunulan Telif Hakkı Yasasında Sağduyu (The Common Sense in Copyright Act)başlıklı yasa tasarısı parlamento tarafından kabul edilirse, internet üzerinde bir kişinin sahip olduğu dosyaları paylaşması yasal kılınacak.

Finlandiya’da anayasada yapılan değişiklik ile halk, hükümete yasa tasarıları teklifleri götürebiliyor. Bu yasa tasarıları, 6 ay içinde 50 bin oy alması durumunda parlamentoda oylanabiliyor. Halk tarafından sunulan Telif Hakkı Yasasında Sağduyu teklifi ise, oylama süresinin dolmasından bir günde önce yeterli sayıya ulaştı. Yasa tasarısı parlamento tarafından da kabul edilirse Finlandiya, yapacağı parlamento oylamasıyla dünyanın internet üzerindeki dosya paylaşımını tamamen yasal kılan ilk ülkesi olacak.

Torrent Freak sitesinin haberine göre, ‘The Common Sense in Copyright Act’ (Telif Hakkı Yasasında Sağduyu) adını taşıyan tasarı, telif hakkı cezalarını azaltırken adil kullanımı destekleyecek adımlar atılmasını sağlayacak, yapım sözleşmelerindeki açıklardan doğan haksız cezaları geçersiz kılacak ve bir kişinin sahip olduğu ürünleri kopyalamasına izin verecek.

Telif hakkı yasaları uluslararası lobinin faaliyeti

Geçtiğimiz yıl Finlandiya polisi tarafından dosya paylaştığı gerekçesiyle 9 yaşındaki bir kızı gözaltına alması ülkede büyük yankı uyandırmasının ardından sunulan yasa tasarısı Finlandiya Parlamentosu tarafından 2014 yılında oylanabilecek. Finlandiya’da kitle çalışmaları ile ilgilenen bakan Joonas Pekkane konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Parlamento üyeleri yasa tasarısı hakkında açık… Telif hakkı yasaları milletvekillerine uluslararası lobiciler tarafından veriliyor. Eğer yasa tasarısı kabul edilirse, ağır yasaları çıkartmaya ve tüketici haklarını ihlal etmeye devam edecekler.”

Habere göre, destek çalışmaları Finlandiya Elektronik Cephesi Derneği (Effi) tarafından yürütülen yasa tasarısının hayata geçmesinin Avrupa başta olmak üzere dünya çapında telif hakları yasalarının gözden geçirilmesi için teşvik sağlayacağı belirtiliyor.

25 Temmuz 2013 Perşembe

“Dünyanın en hızlı” CPU’su Quadro K6000 tanıtıldı

NVIDIA, bugüne kadar geliştirilen en hızlı ve en kapsamlı GPU olan NVIDIA Quadro K6000 GPU ürününü duyurdu.
Ayrıca şirket, mobil platformlarda bugüne kadarki en yüksek seviyelerde performans ve grafik belleği sunan mobil iş istasyonları GPU’ları yeni profesyonel grafikler serisini duyurdu. Quadro K6000 GPU, kendinden önceki NVIDIA Quadro 6000 GPU ile karşılaştırıldığında, beş kat daha fazla hesaplama performansı ve neredeyse iki katı grafik kapasitesi sunmanın yanı sıra, dünyanın en büyük ve en hızlı grafik belleğine sahip.

Quadro K6000 GPU, NVIDIA Kepler mimarisini temel alıyor. Ana performans özellikleri ve olanaklar ise şu şekilde:
• 12GB ultra hızlı GDDR5 grafik belleği, tasarımcılara ve animasyonculara karakterleri ve sahneleri olağanüstü ölçekte, karmaşıklıkta ve zenginlikte modelleme ve renderleme olanağı verir
• 2.880 akış çoklu işlemci (SMX) çekirdeği, önceki nesil ürünlere göre daha hızlı görüntüleme ve hesapla gücü sunar
• DisplayPort™ 1.2 ile dört eşzamanlı ekran ve 4k kadar çözünürlük destekler
• Ultra düşük gecikmeli I/O ve büyük ölçekli görüntülemeler için destek
NVIDIA Profesyonel Çözümler Grubu üst düzey başkan yardımcısı Ed Ellett, “NVIDIA Quadro K6000 GPU, profesyonel grafikler pazarı için bugüne kadar geliştirilen en yüksek performanslı, en kapsamlı GPU’dur” dedi. Ellett, “Mümkün olmayanı mümkün kılarak animasyoncular, dijital tasarımcılar ve mühendisler için oyunun tanımını büyük ölçüde değiştirecek” açıklamasında bulundu.

 Yeni Mobil İş İstasyonu GPU’ları

NVIDIA ayrıca, iş istasyonu dizüstü bilgisayarları için NVIDIA Quadro K5100M GPU ürününü duyurdu. Dizüstü bilgisayarı platformlarında en yüksek seviyelerde performans ve grafik belleği sunan Quadro K5100M, Quadro K4100M, K3100M, K2100M, K1100M, K610M ve K510M GPU’ları içeren yeni bir iş istasyonu dizüstü bilgisayarı grafik serisinin öncülüğünü yapıyor.

NVIDIA Quadro K6000, bu sonbahardan itibaren HP, Dell, Lenovo ve diğer başlıca iş istasyonu sağlayıcılarından, BOXX Technologies ve Supermicro gibi sistem bütünleyicilerinden ve Kuzey Amerika ve Avrupa’da PNY Technologies, Japonya’da ELSA ve Asya Pasifik’te Leadtek gibi yetkili dağıtım ortaklarından temin edilebilir.

Yeni Quadro mobil iş istasyonu grafikleri ürün serisi de bu sonbahardan itibaren başlıca mobil iş istasyonu OEM’lerinden temin edilebilecektir.

Mısır ve Irak’ın verileri Ankara’da tutulacak

SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürü Adem Onar, SGK’nın bölge bulut bilişim merkezi olacağını söyledi ve SGK’nın tüm bilişim yaklaşımıyla ilgili bilgiler verdi.

İnterpromedya tarafından düzenlenen e-devlet yuvarlak masa toplantılarının 20.’si SGK’nın ev sahiplğinde gerçekleştirildi. Toplantıda söz alarak açıklamalarda bulunan SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürü Adem Onar, SGK bölge bulut bilişim merkezi olacağını söyledi. Konsolidasyon ve tasarruflara önem vererek yeşil BT kavramını düşünerek yola çıktıklarını ifade eden Onar, Türkiye’nin en büyük sanallaştırma altyapısını 2008 yılında oluşturduklarını hatırlattı.

Onar’ın verdiği bilgilere göre, Batıkent’te kurulan ve 2013 sonlarında hizmete girecek olan veri merkezi öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bilişim altyapılarının birleştirilmesi için kullanılacak. 2014 yılında T.C. Sağlık Bakanlığı’nın ilaç takip sistemi gibi tüm bilişim altyapısında yer alan uygulamaları bu veri merkezine taşınarak işlenecek. (SGK Veri Merkezi)

Entegrasyon sorunlarının çözümüne fayda sağlayacak olan veri merkezinin bölge için de bulut merkezi olacağını söyleyen Onar, “Bizden medula eczane sistemi, sağlık ve sigorta uygulamalarımızı isteyen ülke sayısı şimdiden 5′i buldu. İlk sırada Mısır ve Irak geliyor. Bu ülkelere Türkiye üzerinden veri merkezi hizmetleri verilecek. Zira oraya gidip benzer bir yatırımı yapmak büyük bir külfet oluşturuyor. Türksat uydularıyla kablolu iletişimi yedeklemenin ardından Ankara, bölgenin bulutu olacak” şeklinde konuştu.

Adem Onar’ın konuşmasından satırbaşları şu şekilde oluştu:

1) Açık sistem kurumsal strateji olarak ele alınıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da SGK gibi düşünüyor. Ulusal ve milli kaynaklara verilen değerin de bir göstergesi olarak açık sisteme önem veriliyor. SGK’nın bilişim gemisi açık sisteme gidecek. Tüm sistemlerde özel sektörden açık kaynak kodlu yazılımlar alanında neler yapılabileceği planlanıyor.

2) Mobilite ve akıllı devlet hedefiyle özellikle 2014 yılında mobil ve akıllı uygulamalarla çalışacak sistemlere geçilecek.

3) SGK televizyonu; Hizmete alınan SGK TV, her an açık, 7/24 hizmet veren bir sistem. 2013/2014 vizyonunda sosyal ağları kullanmak üzere çalışılıyor. Apple Store’da yer alıyor ve sgk.gov.tr’de yer alıyor. Alo170 ve SMS’ler ile her an vatandaşlarla iletişime geçiliyor.

4) Türkiye çapında bin 500 bilgi ekranı oluşturulması hedefleniyor. Yayın politikalarını yönetmek önem taşıyor. Bir sonraki aşamada ulusal bir yayın ortaya çıkacak ve tematik bir kanal olarak uydu üzerinden izlenecek.

5) Mobil kitaplık projesi, Apple Store’da yer alıyor. https://itunes.apple.com/ug/app/sgk-mobil-kitapl-k/id585226855?mt=8

6) Çocuk internet portalı; sosyal güvenlik bilincini çocuk yaştakilere aktarmak üzere kuruldu.

7) Kayıt dışılık ile mücadele: Bilgi sistemi bir yıldır çalışıyor. Bu etkinliğimizi maliye bakanlığıyla ortak bir denetim mekanizması oluşturulacak. Denetimcilerin mobil olarak kullanabileceği bir ortamdan söz edilecek. Kayıt dışının önüne geçmek için geliştirilen uygulamalar Eylül ayında tanıtılacaktır.Her puanlık kayıt dışının önüne geçilmesi 700 trilyonluk katkı sağlıyor.

8) E-reçete uygulaması devreye alındı. Hastaneye giden ve ilacı yazan doktor sistemle vakit kaybetmiyor. Fazladan ilaç satışının önüne geçiliyor. 1 Eylül’de devreye girecek damar okuma ve avuç içi okuma sistemleriyle biyometri alanındaki fırsatlar usulsüzlükler engellenecek.

9) Sosyal güvenlik hizmetleri Java temelli tek çatı altında çalışan bir sistem haline dönüştürülüyor. Eskişehir’de pilot uygulamalar başladı. Veritabanı tamamen dijital ortama aktarılacak.

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Oracle ve Salesforce’un hamlesi ne ifade ediyor?

Daha önce birçok defa karşı karşıya gelen Salesforce ve Oracle, bulutta işbirliğine giderek kamuoyunu şaşırtmayı başardı. Kurumsal alanın en önemli oyuncularından ikisinin bu hamlesiyle bulut hizmetleri bütünleştirildi.


Oysa da önce Salesforce CEO’su Marc Benioff, Oracle’ın Exadata sistemine odaklanan yapısını eleştirmiş ve Oracle’ın müşterilerin ihtiyaçlarını anlayamadığını dile getirmişti. Oracle CEO’su Larry Ellison da Salesforce’un “gerçek bir bulut şirketi olmadığını” ifade etmişti. Çünkü Ellison sistemin sadece uygulamada sınırlı kaldığını, bulut altyapısını es geçtiğini vurgulamıştı.

Aslında her iki lider de birbirini çok iyi tanıyor. Benioff, Oracle’da yöneticilik yaptığı 13 yıl içerisinde Larry Ellison kendisine mentörlük yapıyordu. Bununla birlikte Oracle, Salesforce.com için yatırımcılardan biri olurken, Salesforce.com da Oracle’ın en önemli müşterilerinden biri oldu.

Ancak 2011 yılında Benioff, belki de kendisini kabul ettirmek için eski yatırımcısı, akıl hocası ve patronu Ellison’a savaş açtı. Tamamen farklı bir stratejiyle yola çıkan Benioff, bulutun sahip olunamayacak ya da paketlenemeyecek bir çözüm olduğunu savundu. Tarayıcı üzerinden iş yapmayı ilke haline getiren Benioff için bulut demek Facebook, Amazon Web Hizmetleri ya da Google Uygulamaları oldu.

Oracle ise bu süreçte daha melez yapıların kurumlara uygun olacağı görüşünü savundu. Bazı verilerin dışarıdan insanlar tarafından tutulmasına izin verilemeyeceğini savunan Oracle, her zaman el altında tutulması istenen veriler olacağını vurguladı.

Peki, anlaşma ne kazandırdı?

Oracle ve Salesforce.com arasındaki anlaşma her iki şirkete de katkı sağladı. Oracle, bulut bilişim konusunda en önemli oyunculardan biri haline geldi. Zira şirket eksik olduğu SaaS alanında önemli bir açığı kapamış oldu. Salesforce.com ise müşterilerine çok daha kapsamlı çözümler sunma fırsatı yakaladı. Veritabanı ve bulut bilişim donanımı da sunabilen şirket, müşteri ihtiyaçlarının daha hızlı karşılanmasını sağladı. Ortaklıkla sağlanan faydaların müşteriler için ifade ettikleri şu şekilde sıralanabilir:

• Müşteri memnuniyeti

• Tek bir sağlayıcıdan CRM, HCM ve ERP uygulamalarının alınması

• Artan performans

• Başarılı entegrasyon

• Düşük maliyet

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Cloudteam Kurucu Ortağı ve Pazarlama Direktörü Funda Vural ise şunları söyledi:

    Bu hafta Salesforce.com CEO’su Marc Benioff ve Oracle CEO’su Larry Ellison’un ortak açıklamasında gördüğümüz gibi bulutların entegrasyonunda cok önemli bir adım atıldı ve Salesforce.com CRM Bulutu ile Oracle ERP – HCM Bulutlarının entegrasyonu için çalışmalar başladı. Biz de Experteam ve Cloudteam olarak her iki alandaki yetkinliğimiz ile Türkiye’de bu alanda oncu olmak için gerekli adımları atacağız, bu bizim için çok büyük önem taşıyor.

Bulut bilişim öncesinde firmalar ayrı fonksiyonları için kendi alanında en başarılı yazılım           uygulamalarını alıp bunları entegre ederek, satış, insan kaynakları, finans vb. fonksiyonlarının bir arada çalışmasını sağlıyorlardı. Bulut bilişimin hayatımıza girerek sunduğu maliyet, zaman, iş gücü tasarrufu ve bunlar sayesinde yatırımın hızlı geri donuşu gibi muazzam faydalar ile artık benzer entegrasyon çözümlerini hazır bir şekilde buluttan kullanmayı mümkün kılıyor bu önemli iş ortaklığı.
Böylece müşterilerimize, daha kısa sürede, daha az maliyet ile kurumlarındaki tüm süreçlerini uçtan uca Oracle – Salesforce.com bulut ortamına taşıma olanağını sunacak ve devamında da yönetimi ve bakımı kolay bir ortamda çalışmalarını sağlayacağız.
Kaynak : http://www.btnet.com.tr/84522-oracle-ve-salesforceun-hamlesi-ne-ifade-ediyor.html

Hedefli saldırılar kamu kurumlarını vurdu


Trend Micro, saldırganlar tarafından hazırlanan sahte e-posta ile kamu kurumlarının kritik bilgilerinin çalınmaya çalışıldığını ortaya çıkardı.
Trend Micro araştırmacılarının bulgularına göre, dünyanın çeşitli ülkelerinde kamu kurumlarına karşı hedefli saldırılar düzenlendi. Çin Savunma Bakanlığı’ndan geliyormuş gibi görünen e-postanın, Çince bir isme ait olmayan Gmail hesabından gönderildiği tespit edildi.

Trend Micro uzmanlarının açıklamalarına göre, sahte bir hesaptan gönderilen e-postaya eklenmiş zararlı bir dosya ortaya çıktı. Bu dosya bir yıl kadar önce yamayla giderilen Microsoft Office’in açığından yararlanmaya çalıştı. Sistemde bir arka kapı yaratan zararlı yazılımın, Internet Explorer ve Microsoft Outlook’a tanımlanmış e-posta hesapları ve web sitesi giriş bilgilerini çalmaya çalıştığı görüldü. Bu sırada zararlı yazılımın, sistemden veri çalarken kullanıcının anlamaması için “gereksiz” bir doküman açtığı belirlendi. Sızılan sistemlerden çalınan verilerin ikisinin de Hong Kong’da bulunan IP adreslerine yönlendirildiği Trend Micro uzmanları tarafından keşfedildi.

Avrupa ve Asya’daki kamu kurumlarını hedef alan saldırı, sadece Avrupa’da 16 resmi makama gerçekleştirildi. E-postanın başlığı ve ekteki dokümanın ilgi çekici olmasına özen gösteren saldırganların hedefinde Çin’in medya organları da vardı. Çin ve Tayvan’da yayın yapan kuruluşlara da benzer e-postalar gönderilerek kritik verilerin çalınması hedeflendi.

Japonya merkezli siber güvenlik uzmanı Trend Micro’nun güvenlik araçları bu tehdidi engelleyerek hem mesajın düşmesini hem de sunuculara veri aktarımının önüne geçti. Trend Micro uzmanlarına göre, kamu kurumlarının sürekli güncellenen bir anti-virüs programı kullanmasının yanı sıra yazılım güncellemelerini aksatmadan sistemlerine yüklemeleri gerekiyor.

Kaynak : http://www.btnet.com.tr/84539-hedefli-saldirilar-kamu-kurumlarini-vurdu.html

1.8 milyon Ubuntu Forum hesabı ele geçirildi

Son dönemlerde sıkça yaşanan ve özellikle de forumları hedef alan siber saldırılara geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi. Linux’un online topluluk sitesi Ubuntuforums.org uğradığı siber saldırı sonucunda kapatıldı.
1.8 milyon kullanıcısı olan Ubuntu Forum, gerçekleşen siber saldırı sonucunda derhal bakım amacıyla kapalı duruma geçirildi. Kullanıcıların e-posta hesapları, Ubuntu Forum hesap adları ve şifreleri çalınırken, Ubuntu yetkilileri şifreleri düz metin dosyası halinde değil şifrelenmiş hash versiyonlarıyla tuttuklarını açıkladılar. Forum’un bakım ve onarım çalışmaları tamamlanana kadar Ubuntu hakkında destek ihtiyacı olan kullanıcılarına Reddit ve Google+ sayfalarından destek alabilecekleri duyurusunu yapan Ubuntu yetkilileri, farklı site veya e-posta hesaplarında da Ubuntu’da sahip oldukları hesaplarla aynı kullanıcı adı ve şifre kombinasyonlarını kullanan kullanıcıların bir an önce şifrelerini değiştirmeleri gerektiğini uyarısında bulundular.

Twitter’da @Sputn1k_ adlı kullanıcı gerçekleşen bu siber saldırıyı üstlenirken, Ubuntu Forum yetkililerine bu güvenlik açığını göstermek amacıyla bir saldırı düzenlediğini ve kötü bir amacı olmadığını duyurdu. Ubuntu Forum üzerinden indirdiği veritabanları ile farklı bir saldırı düzenleme girişiminde bulunmayacağını söyleyen @Sputn1k_, tüm kullanıcıların yerel adlarını, şifrelerini, e-posta adreslerini Ubuntu Forum veritabanından alıp kopyalamış gibi görünüyor. Ubuntu forumları popüler bir paket olan vBulletin’i esas alıyor.
Gerçekleşen siber saldırının ardından kapalı duruma getirilen http://ubuntuforums.org  sitesinin ana sayfasında ise ilerleyen saatlerde bir açıklama yayınlandı. Siber saldırı sonucunda tüm kullanıcıların e-posta adresleri ve şifrelerinin çalındığı duyurusu yapılan açıklamada, kullanıcıların aynı şifre ve kullanıcı adını kullandıkları diğer tüm servislerde şifrelerini değiştirmeleri gerektiği de yer alıyor. Ayrıca, Ubuntu One, Launchpad ve Ubuntu/Canonical gibi diğer Ubuntu sunucularının ise zarar görmediği de yapılan açıklamalar arasında.

Kaynak : http://www.btnet.com.tr/84533-1-8-milyon-ubuntu-forum-hesabi-ele-gecirildi.html

Opera'da bilinmeyen "açık"!


Opera'nın yaygın olmadığı bilinen bir gerçek. Dünyadaki web trafiğinin sadece yüzde 2'sinin bu tarayıcı üzerinden gerçekleştiği tahmin ediliyor. Ancak pek çok kullanıcı, Opera ile standart olarak gelen bir sürü işlevden habersiz. 2006 yılında tarayıcı tam BitTorrent desteği vermeye başladı. Yani isterseniz torrent dosyalarını indirmek için Opera fazlasıyla yeterli.

Opera'nın bir başka ilginç işlevi ise Opera Turbo.

Turbo'nun esin kaynağı, Opera'nın mobil cihazlarda kullanılan Mini web tarayıcısı. Opera Mini, zayıf bir internet bağlantısı ile hızlı gezinebilmeniz için verileri sıkıştırıyor. Turbo ise bu özelliği masaüstüne getiriyor. Çalıştırdığınızda sıkıştırma devreye giriyor ve trafik Opera'nın kendi sunucularına yönlendiriliyor. Resim kalitesine çok aldırmıyorsanız büyük hız kazanmanız mümkün.

Turbo'nun bu benzersiz yapısı, planlanmayan bazı sonuçlar da doğuruyor. Bilindiği gibi bazı ülkeler Pirate Bay'e erişimi engellemeye çalışıyor. Opera'nın Turbo'su işte tam bu noktada devreye giriyor. Turbo ile Opera'nın sunucularına yönlendirildiğiniz için bütün filtrelerin etrafından dolanmış oluyorsunuz.

Bu açığın ne kadar yaşayacağını bilemiyoruz. Muhtemelen bilenlerin sayısı artınca Opera konu ile ilgilenmek zorunda kalacaktır.

Kaynak : https://www.facebook.com/bilgi.portal.1

Dünyanın en güçlü bilgi işlem sistemi!


IBM tarafından üretilen Sequoia adlı süper bilgisayarın dünyanın en güçlü bilgi işlem sistemi olduğunu duyurdu. Dünyanın ilk sıvı soğutmalı süper bilgisayarı olan SuperMUC ise Top500 listesinde dördüncü sırada yer aldı.

İki hafta önce Almanya'nın Hamburg şehrindeki Uluslararası Süper Bilgi İşlem Konferansında (ISC12) açıklanan Top500 listesinin ilk sırasında 16,32 petaflop (saniyede katrilyon kayan noktalı işlem) hızına ulaşan Sequoia yer aldı. Sequoia, IBM tarafından Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi için üretildi. 

Eşzamanlı olarak gelen bir diğer duyuru ise Leibniz Supercomputing Center (LRZ), dünyanın ilk sıvı soğutmalı süper bilgisayarı olan SuperMuc için IBM’le yaptığı işbirliği oldu. Hava soğutmalı sistemlerle karşılaştırıldığında yüzde 40 daha verimli çalışan SuperMuc sistemi Top500 listesinde dördüncü sırada yer alıyor. 

Sequoia ve SuperMUC, IBM’in dünyamızı daha akıllı hale getirmek için bilim, kamu güvenliği ve ulaşım gibi gerçek dünya problemlerindeki liderliğine birer örnektir

Sequoia 
Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarı ve IBM ortaklığı, bugüne kadar dünyanın en güçlü bilgisayarları arasına giren altı yüksek performanslı bilgi işlem sistemi üretti. Bu sistemler arasında Hızlandırılmış Stratejik Bilgi İşlem Girişimi Blue Pacific; Hızlandırılmış Stratejik Bilgi İşlem Girişimi White; İleri Düzey Simülasyon ve Bilgi İşlem Purple; Blue Gene/L; Blue Gene/P ve Blue Gene/Q, Sequoia, Hızlandırılmış Stratejik Bilgi İşlem Girişimi White, Blue Gene/L ve şimdi de Sequoia, Top500 listesinin birinci sırasında yer aldı.

96 raflık bir IBM Blue Gene/Q sistemi olan Sequoia, daha önce mümkün olmayan ayrıntı düzeylerine inerek olaylara ilişkin simülasyonlar yapılmasına imkan tanıyacak. Bu süper bilgisayar, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarı, Los Alamos Ulusal Laboratuarı ile Sandia Ulusal Laboratuarı’nın ortak bir girişimi olan ve ülkenin nükleer silah stoklarının korunmasına yönelik çalışan Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi İleri Simülasyon ve Bilgi İşlem programına tahsis edilmiştir.

Sequoia gibi süper bilgisayarlar, nükleer testlerin sona erdiği 1992'den bu yana geçen 20 yılda ABD'nin nükleer silah stokuna güven duymasını sağladı. Süper bilgi işlem simülasyonlarından elde edilen tespitler, aynı zamanda nükleer silahların yaygınlaşmasının önünü alma, terörle mücadele sorunlarının çözülmesi ve aynı zamanda nükleer silah politikası ve antlaşmalar gibi ulusal güvenlik kararlarının alınmasında kritik rol oynuyor. Sequoia, sadece hız ve enerji verimliliği açısından değil, aynı zamanda önemli ve karmaşık iş yüklerini destekleme özelliklerine de sahip. Sequoia sayesinde elde edilen performans, verimlilik ve büyüme olanakları aynı zamanda daha geniş bir ticari müşteri kümesinin rekabet avantajı elde etmek için yüksek performanslı bilgi işlemden faydalanmasına olanak sağlayacak. Öncelikli olarak su soğutmalı olan Sequoia 96 raftan, 98.304 bilgi işlem düğümünden, 1,6 milyon çekirdekten ve 1,6 petabaytlık bellekten oluşuyor. Sequoia, İleri Düzey Simülasyon ve Bilgi İşlem Purple ve Blue Gene/L gibi önceki sistemlere oranla birkaç basamaksal büyüklük daha güçlü olmasına karşın, enerji verimliliği azami hız açısından kıyaslandığında Purple sisteminden yaklaşık 90 kat ve BG/L sisteminden yaklaşık sekiz kat daha fazla. 

16 petaflopun üzerindeki hızla, stratejik değişimi etkileme ve dünyayı daha akıllı hale getirme becerisi bugüne kadar olduğundan çok daha fazla. Örneğin, 10 petaflop hızındaki bir sistem, insan kalbinin yeni bir ilaca nasıl tepki verdiğine ilişkin bir benzetimi iki günde tamamlarken, tek petaflop hızındaki bir sistem bunu iki yılda tamamlayabiliyor. 16 petaflop hızındaki bir sistem, güvenli tahliye yolları sağlanmasına yardımcı olmak üzere depremlerin tahmin edilmesini 40 kat geliştirebilir. Sequoia'nın 16 petaflopluk performansı, destekleyebileceği atılımlar açısından önemli bir kilometre taşı oluşturuyor.
Saniyede milyon trilyon adet işlem gerçekleştirebilen, bir başka deyişle günümüzün petaflop sınıfı sistemlerinden 100 kat veya üç büyüklük kertesi daha hızlı bir exaflop sınıfı süper bilgisayar üretmek için çalışıyoruz. Böylesine bir sistemde gerçekleştirilebilecek verilerin ve araştırmanın miktarını bir düşünün. Örneğin, günümüzün petrol çıkarma tekniklerinin başarı oranı sadece yüzde 30; IBM'in tahminlerine göre, exaflop sınıfı bilgi işlem ile bu oran yüzde 70'e kadar çıkartılabilir.

Sequoia, gücünü dünyanın pek çok kurumsal bilgi işlem sistemine güç veren POWER mikro-işlemci mimarisinden alıyor. IBM Power Systems çözümleri, her ölçekten işletmenin yeni hizmetleri daha hızlı, daha kaliteli ve daha ekonomik biçimde sunmasına olanak sağlıyor.

SuperMUC
SuperMUC sistemi ile Leibniz Supercomputing Center yıllık enerji maliyetlerini 1 milyon Euro (1.25 milyon dolar) azaltacak. Avrupa genelinde daha geniş araştırma yelpazesi için – yapay kalp kapakçığının arkasındaki kan akışının simülasyonundan, daha sessiz uçakların tasarlanmasına kadar - bilim adamları tarafından kullanılacak.



Yeni Nesil Sanal Suçlular..!


Güvenlik firması McAfee tarafından yapılan yeni bir araştırma, siber suçlu gruplarının, soğuk savaş süresince KGB nin çalıştırdıklarına benzer taktiklerle, genç bilgisayar öğrencilerini toplamaya başladığını ortaya çıkardı.Avrupanın önde gelen ileri teknoloji suç birimleri ve FBI’dan birkaç katkıya dayalı olan rapor, siber suç örgütlerinin önde gelen akademik kuruluşlardan, büyük ölçekli ileri teknoloji suçlarını işlemede gerekli olan yeteneklere sahip olan en iyi öğrencileri toplamaya başladığının altını çiziyor.

Para, mücadele arzusu ve “hacking dünyası”na girme ihtimali ve bir çeşit “ün statüsü” gençler için çekici unsurlar.
Geçen yıllarda, siber suç, bir çeşit moda olarak kuruldu ve üyeler hemen hemen hacking toplumunda ünlü insanlar. Siber suçlara karışan gençlerin aktivitelerinin farkına ciddiyetinin farkına varmamalarının nedeni bu: çoğu asla bir sokak çetesine katılmayacak ve asla dijital tecavüzleri ve kendilerini genel hırsızlık ve diğer suç şekilleriyle özdeşleştirmeyi kabul etmeyecek insanlar.
Geleneksel suça ilişkin riskleri taşımayan bir zeminde hareket ediyorlar ve amaçlarını izlemek için silahlar ve fiziksel tehditlerden ziyade, teknik yeteneklerini kullanıyorlar.

McAfee Orta Doğu bölgesel yöneticisi Patrick Hayati, “Siber suçlar artık emekleme döneminde değil, büyük bir iş. Suç müteşebbisleri asgari riskle hızlı paralar yapabiliyorlar ve bu gerçekleştirimdeki seviyeleri büyüyor. Teknolojinin sürekli şekilde gelişmesiyle, suç imkanı da büyüyor: küresel ve coğrafya, dil yada görünüm tarafından kısıtlanmayan imkanlar.” dedi.

Rapora göre, siber suçlular, suçlarını işlemek için kendi yatak odaları yerine internet kafeler, wi-fi etkin olan kafeler gibi herkese açık olan yerleri kullanıyor.

Dahası, rapor yetersiz firma güvenlik prosedürlerinin nasıl kullanıldığını gösteriyor. Siber dolandırıcılar, mezunları yatırımların karlı üyeliği amacıyla destekliyor.

Kaynak : http://www.bilgiportal.com/zemin/yazi/4192/yeni-nesil-sanal-suclular

MilliKart’ta tek uygulama, birden çok bankaya hizmet

SmartSoft’un yazılımını geliştirdiği OCEAN kart yönetim sisteminin Multi Institution geçişi, Azerbaycan bankalarından MilliKart’ta başarıyla tamamlandı. MilliKart, OCEAN kart yönetim sistemindeki Multi Institution özelliği ile Azerbaycan’da aynı çözüm üzerinden birçok bankaya hizmet verebilecek duruma geldi. Şu an on bankaya hizmet veren MilliKart, bu bankaların tüm operasyonunu OCEAN sistemi üzerinden yönetilebilecek. Kapsamlı bir sadakat yönetimi sunan bu sistemin dışında, Azerbaycan’da tek noktadan iki hizmeti birden verebilen başka bir uygulama bulunmuyor.  ‘Çoklu kurum desteği’ özelliği sayesinde MilliKart’ın tek bir sistem altyapısı ile birden çok bankaya hizmet verebileceğini belirten Cardtek Group Satış Yönetimi Grup Müdürü Mustafa Öziçsel, böylece her bir bankanın ayrı kurulum yapmasına gerek kalmayacağını söyledi. OCEAN Multi İntitution geçişinin tamamlamasından memnun olduklarını belirten MilliKart Direktörü Jalal Orujov, “Uygulama yeni bankaların katılmasına imkân tanıyor ve bankaların taksit, bonus kampanyaları uygulama üzerinden sağlanabiliyor. Bu da müşterilerimiz için büyük avantaj” dedi.






Kaynak : http://www.tele.com.tr

Görevimiz Tehlike' gerçek oluyor!

Cep telefonunuzun ellerinizin arasından eriyip gitmesi, yakın bir gelecekte mümkün olabilir!
Yaşı müsait olanların Görevimiz Tehlike dizisinden hatırlayacakları "Bu mesaj 5 saniye içinde kendi kendini yok" edecek sahnesinin gerçek olmasına az kaldı. Üstelik dumansız olarak.

ABD'de üç üniversitenin ortaklaşa geliştirdikleri bir teknoloji başta akıllı telefonlar ve diğer pek çok elektronik aygıtın suda çözülebilir hale getirilmesini amaçlıyor. Dönüşebilir elektronik aygıtlar geliştirilmesinin önünü açacak çalışmanın ilk ayağı bir cep telefonunda yer alan çip ve devrelerin suya maruz kaldığında zamanla erimesi ve doğada kaybolmasına dayanıyor. Amaçlanan ise yakın gelecekte bütünüyle doğada çözülebilir aygıtlar geliştirmek.

Tıbbi implantlar ve çevre sensörleri başta olmak üzere tüm elektronik sektöründe çığır açması beklenen çalışma çip üretiminde magnezyum, silikon ve ipek kullanımını öngörüyor. Bu elementler su içerisinde - veya insan bedeninde - dakikalar veya senelere uzanabilen zaman aralıklarında çözülebiliyor. Çözülme işlemi sırasında zararlı kimyasallar veya atık da ortaya çıkmıyor.

Çalışmanın destekçileri arasında ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı DARPA - Defense Advanced Research Projects Agency -İleri Araştırma Projeleri Ajansı da bulunması da dikkat çekiyor.



Akılllı Saatler

İnsan vücudundaki en değerli noktaların başında bileği geliyor. Akıllı teknolojiler içerisinde artık sıra belkide çok daha uzun bir süre önce atılım yapması gerekirken sessizliğini koruyan saatlere geldi. Tabiki eski mekanik saatler değerini uzunca bir süre koruyacaktır. Ancak teknolojinin ivme kazandığı şu sıralarda herkese çok daha işlevsel aletler lazım. Heleki cep telefonlarının artık neredeyse göz ile kullanılabildiği şu günlerde.

Teknolojiden geri kalmayıp pastadan pay almak isteyen tüm büyük firmalar yavaş yavaş sessizliklerini bozmaya başladılar ve her birisi yeni yeni akıllı saatler ile sahneye çıkmaya başladılar bile. Aslında tam bu noktada akla “ilk olmak mı yoksa ikinci olmak mı daha iyi?” sorusu geliyor. Her ikisininde kendine göre üstünlükleri var. İlk olmak tabiki iyi görünüyor. Ancak çok iyi gözlemci konumundaki rakipler, pazara ilk çıkacak kişinin ürününü hem istatistiki olarak hem de teknolojik olarak inceleyip, yeni çıkaracakları ürünlerde bu açıkları kapatacaklardır. Buda sahneye ikinci çıkan firmanın gerek teknolojik olarak gerekse fiyat performans anlamında elinin daha kuvvetli olması anlamına geliyor.